MERHABA

Uzun zamandır bana ulaşan hastalarıma hizmet veriyor, hem kendi branşımla, hem de genel sağlıkla ilgili sorularını cevaplıyorum.


Malumunuz, internet engin bir deniz, her konuda kaynak oluşturabilecek sınırsız bir bilgi kaynağı. Ancak, ne yazık ki, yanlış kullanıma ve yönlendirmelere de çok açık. Tamamen tesadüfi olarak, benim ismim altında yazılmış, asla ilişiğim olmayan bir web sitesinde "Astımlılar ve allerjisi olanlar, yazın egzersiz yapmasın" açıklaması ile karşılaşınca, kimseyi yanlış yönlendirmemek adına hastalarıma kendi blogumdan seslenmeye karar verdim.


Sağlıklı olup da sağlığını korumaya devam etmek isteyen bireylere ise, bundan böyle buradan sesleneceğim, elimden geldiğince güncel bilgilerimi paylaşacak ve soruları yanıtlayacağım.


Sevgi ve sağlıkla...


Sayfalar

6 Aralık 2010 Pazartesi

HASTA BİNA SENDROMU


Hasta bina sendromu, bazı tip binalarda yaşayan ya da çalışan kişilerde ortaya çıkan halsizlik, baş ağrısı, sersemlik hissi, bulantı, cilt kuruluğu, gözlerde batma, burunda tıkanıklık ya da akma gibi belirtilerin toplamıdır. Bu durumda, altta yatan başka bir hastalık söz konusu değildir. Kişi, binanın her yerinde ya da sadece bir bölümünde, hatta bir odasında bu belirtileri hissedebilir. Yapılan çeşitli çalışmalarda, bu belirtilerin daha çok kadınlarda görüldüğü saptanmıştır.

Bu belirtiler, genellikle penceresi açılmayan, merkezi bir havalandırmaya bağlı olan binalarda ortaya çıkar. Günümüzde, özellikle ofis binaları giderek artan sıklıkta camları açılmayacak şekilde inşa edilmektedir. İçeriden dışarıya sıcak/soğuk hava girmesi ve dışarıdaki ısıtılmış/soğutulmuş havanın dışarı kaçması engellenerek enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Ancak, dış ortamla ilişkisi tamamen kesilmiş bu binalarda iç ortam kirliliğine maruziyet de artmaktadır.

Hasta bina sendromunun ortaya çıkmasına havalandırma yetersizliğinden başka faktörler de yol açar. Örneğin, duvardan duvara döşemelerde kullanılan yapıştırıcı maddeler, böcek ilaçları, temizlik malzemeleri, ofislerde kullanılan fotokopi makinelerinden yayılan ozon, inşaatta ya da izolasyon amaçlı kullanılan sentetik materyallerden yayılan formaldehit gibi kimyasallar, ofislerdeki elektromanyetik radyasyon bu belirtilerin tetiğini çekebilir. Belirtiler, genelde ofise geldikten birkaç saat sonra ortaya çıkar, binadan ayrılınca düzelir.

Sigara da, pek çok zararlı uçucu bileşiğin bina havasına yayılmasına ve böylece iç ortamın daha da kirlenmesine katkıda bulunur. Bakteri, virüs ve küf mantarları, polenler, böcek vb hayvanların çıkartıları ise, binanın biyolojik olarak kirlenmesine neden olur.

Hasta bina sendromunu engellemek için alınabilecek çeşitli önlemler vardır. Örneğin, havalandırma sistemlerinin sık sık temizlenmesi ve filtrelerinin değiştirilmesi, bina içinde sigara içilmesinin yasaklanması, hava temizleyici cihazlardan yararlanılması bu tedbirler arasında sayılabilir. Fayanslardaki rutubetli bölgelerin değiştirilmesi, halıların yine nemden arındırılması yarar sağlar.