MERHABA

Uzun zamandır bana ulaşan hastalarıma hizmet veriyor, hem kendi branşımla, hem de genel sağlıkla ilgili sorularını cevaplıyorum.


Malumunuz, internet engin bir deniz, her konuda kaynak oluşturabilecek sınırsız bir bilgi kaynağı. Ancak, ne yazık ki, yanlış kullanıma ve yönlendirmelere de çok açık. Tamamen tesadüfi olarak, benim ismim altında yazılmış, asla ilişiğim olmayan bir web sitesinde "Astımlılar ve allerjisi olanlar, yazın egzersiz yapmasın" açıklaması ile karşılaşınca, kimseyi yanlış yönlendirmemek adına hastalarıma kendi blogumdan seslenmeye karar verdim.


Sağlıklı olup da sağlığını korumaya devam etmek isteyen bireylere ise, bundan böyle buradan sesleneceğim, elimden geldiğince güncel bilgilerimi paylaşacak ve soruları yanıtlayacağım.


Sevgi ve sağlıkla...


Sayfalar

17 Eylül 2010 Cuma

SOLUNUM YOLU İNFEKSİYONLARINDAN KORUNMADA HİJYEN TEDBİRLERİ

Tatil bitti, okullar açıldı, havalar soğumakta. Yavaş yavaş iç ortama kapanıyoruz. Sonbaharla beraber, solunum yolu hastalıkları da kapıda. Güçlü bir bağışıklık sistemi, infeksiyonlar dahil pek çok hastalıkla baş edebilse de, mikrobik hastalıkların bulaşmasını önleyecek önlemlerden yararlanılabilir.

Pek çok enfeksiyon hastalığında olduğu gibi, solunum yolu infeksiyonlarından korunmada da alınacak en önemli tedbirlerden biri, uygun el temizliğidir. Gün içinde her tür ortamla temas eden ellerimiz, dış ortamdaki pek çok mikrobun bize taşınmasında rol alabilir. Özellikle ortak kullanılan eşyalar, hastalıkların bulaşmasında önemlidir. Kapı kolu, elektrik düğmesi, klavye, telefon ahizesi gibi eşyalara daha önceden hasta insanların çıkartıları temas etmişse, bulaştırtıcı olabilirler. Bu yüzeylerin belli aralıklarla günlük hayatta kullandığımız temizlik malzemeleri ile temizlenmesi, korunmada etkili olabilir. Bunun dışında, her türlü ortak yüzeye temas ya da tokalaşma sonrası, ellerin ağız, burun, yüze sürülmemesi, ellerin sabunlu etkin bir biçimde iyice yıkanması uygun olacaktır. Ellerin yıkanmasının mümkün olmadığı durumlarda, el dezenfektanlarından da faydalanılabilir.

Hasta kişilere temastan kaçınılması, ev halkından biri hasta ise, hasta kişiye ait havlu, nevresim, tabak, çanak, bardak vb eşyaların ortak kullanılmaması gerekir. Hasta kişinin eşyaları ile temastan sonra da ellerin yıkanması önerilir. Yine, evin sık sık havalandırması uygun olacaktır.
"GÖĞÜS HASTALIKLARI" NE DEMEK?

   Ne yazık ki, "göğüs hastalıkları" dendiğinde, hala çoğu kişi bunu "meme hastalıkları" olarak algılıyor. Göğüs hastalıkları, solunum yollarının ve akciğerlerin hastalıklarını kapsıyor oysa (astım, solunum yolu allerjileri, akut ve kronik bronşitler, zatürre, tüberküloz, akciğerde pıhtı, akciğer kanseri, sarkoidoz, solunum yolu infeksiyonları gibi).

   Bu hastalıkların tanı ve tedavisinin dışında, göğüs hastalıkları uzmanlarının koruyucu hekimlik alanında da önemli rolleri bulunuyor. Sadece akciğerlerde değil, tüm sistemlere hasar verebilen ve pek çok hastalığın gelişiminde önemli bir etken olan sigarayı bırakmak için de başvurulacak adres, göğüs hastalıkları uzmanları.

   Son olarak hangi yakınmaların bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmayı gerektirdiğini de belirtelim: nefes darlığı, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı (ayrıca kardiyolojiye de başvurmak gereklidir), solunum yolu allerjilerine ait belirtiler, mutlaka bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından değerlendirilmelidir.

13 Eylül 2010 Pazartesi

"MEHMET ÖZ BİLE KANSER OLDU..."

   Sağlıklı yaşam gurusu Mehmet Öz'de olası bir kanser hastalığı saptanması ile ilgili o kadar çok soru aldım ki, bu konuda bir kaç satır yazmadan edemeyeceğim.

   Özellikle sağlıklı yaşam için "ot gibi yaşamak" deyimini kullanan pek çok kişi, Mehmet Öz'de kötü huylu olma olasılığı bulunan bir barsak sorunu bulunmasını neredeyse keyifle yorumluyor. Sigara ve alkol kullanmayan, örnek bir biçimde sağlıklı beslenen, düzenli spor yapan Mehmet Öz bile kanser olduysa, kaderin önüne geçilmez şeklinde bir yaklaşım revaçta. Oysa, şu şekilde düşünmeli bence: Mehmet Öz bu kadar dikkatli davranmasa ve özenli yaşamasa, kimbilir, yirmili-otuzlu yaşlarında kansere teslim olacak, kimse erken yaşta kendine kanseri kondurmadığından tedavide belki de geç kalınmış olacaktı.

   Ne yazık ki, hastalıklar sadece yaşam şeklimize değil, genetik alt yapımıza bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Ancak ırsi olarak yatkın olduğumuz her hastalığı geçirmek zorunda değiliz. Örneğin, kalp hastasının bol olduğu bir aileden geliyorsak, sigara içmediğimiz, kilomuzu ve kolesterolümüzü dengede tuttuğumuz, gereken kontrolleri zamanında yaptırdığımızda, kalp hastası olma olasılığını belirgin derecede azaltıyoruz. Genlerimiz ne derse desin, çevresel faktörleri kontrol ederek pek çok hastalığın önüne geçmek, ya da taramalarla erken saptamak mümkün.

   Öyle ya da böyle, aile öykümüz ne olursa olsun, sağlıklı yaşam için yapılacaklar listesi çok da uzun değil aslında. Sağlıklı beslenmek, doğal olmayan herşeyden uzak durmak, sigara-alkol gibi bağımlılık yapıcı maddeleri kullanmamak, mümkünse düzenli spor yapmak, hatta sporu hayatımıza sokmak (bir klasik olacak ama, asansör yerine merdiven kullanmak gibi) ve en önemlisi, stresi hayatımızdan çıkarmak... Tüm bunlara rağmen, Mehmet Öz gibi, rutin kontrolleri de unutmamak da önemli.

   Sağlıklı günler...