MERHABA

Uzun zamandır bana ulaşan hastalarıma hizmet veriyor, hem kendi branşımla, hem de genel sağlıkla ilgili sorularını cevaplıyorum.


Malumunuz, internet engin bir deniz, her konuda kaynak oluşturabilecek sınırsız bir bilgi kaynağı. Ancak, ne yazık ki, yanlış kullanıma ve yönlendirmelere de çok açık. Tamamen tesadüfi olarak, benim ismim altında yazılmış, asla ilişiğim olmayan bir web sitesinde "Astımlılar ve allerjisi olanlar, yazın egzersiz yapmasın" açıklaması ile karşılaşınca, kimseyi yanlış yönlendirmemek adına hastalarıma kendi blogumdan seslenmeye karar verdim.


Sağlıklı olup da sağlığını korumaya devam etmek isteyen bireylere ise, bundan böyle buradan sesleneceğim, elimden geldiğince güncel bilgilerimi paylaşacak ve soruları yanıtlayacağım.


Sevgi ve sağlıkla...


Sayfalar

30 Ağustos 2010 Pazartesi

SOĞUK HAVA VE SOLUNUM SİSTEMİ

   Hem sağlıklı, hem allerjik insanların yaklaşık yarısı soğuk havada burun akıntısından yakınırlar. Hatta akıntıya hapşırık da eşlik edebilir. Buna, “kayakçı burnu” da denmektedir.

   Soğuk hava, aynı zamanda astımlı hastalarda, özellikle soğukta efor yapılığında, nefes darlığını da tetikleyebilmektedir.

   Kışın en soğuk günlerini yaşadığımız şu günlerde, solunum yolları normale göre daha hassas olan astımlı hastaların daha çok özen göstermesi gerekiyor. Bilindiği gibi, astım, havayollarının çeşitli tetikleyici faktörlerle geçici olarak kasılması ve daralmasıyla karakterli bir hastalık. Bu tetikleyici faktörler arasında ev tozu akarları, polenler, hayvan tüyleri, küf mantarları gibi allerjenlerin yanı sıra, soğuk hava da bulunuyor. Özellikle soğuk havada efor gerektiren işler ya da egzersiz yapmak, astım krizini tetikleyebilir.

   Normalde havayollarının iç yüzeyini örten ince bir sıvı tabakası vardır. Soğuk havanın sık ve derin solunmasıyla bu sıvı daha yerine yenisi konamadan buharlaşır ve akışkanlığını kaybeder. İstirahat halinde ya da hafif egzersiz sırasında insanlar daha çok burun yoluyla solunum yaparlar. Dondurucu soğukluktaki hava bile burun boşluğundan vücuda girdiğinde tamamen ısıtılıp nemlendirilebilir. Normal şartlarda, nefes aldığımızda burundan geçen hava nemlendirilerek ve ısınarak akciğerlere ulaşır. Egzersiz sırasında ise daha hızlı ve derin nefes alıp verilir ve ağız solunumunun da devreye girmesiyle, akciğerlere giren hava yeterince nemlenip ısınamaz. Bu nedenden dolayı özellikle yurdumuzun büyük bir bölümünün kar altında olduğu şu günlerde, astımlı hastaların mümkün olduğunca soğuk havaya maruz kalmaması, mutlaka dış ortamda bulunmaları gerektiğinde ise ağız-burunlarını sıkıca örterek kısmen de olsa soğuk havadan kaçınmaları önerilir. Bunun yanında, ağız solunumu yerine burundan nefes almak, soğuk havanın ısınarak ve nemlenerek akciğerlere ulaşması açısından yararlı olacaktır.

Soğuk havanın dışında, bacalardan yayılan duman ve hava kirliliği de astım atağını tetikleyebilir. Astımlı hastaların kış ayları boyunca da düzenli hekim kontrolünü aksatmaması, ilaçlarını düzenli kullanması ve “kurtarıcı” dediğimiz ilaç grubundan olan ve hızlı nefes açıcı özelliğe sahip ilaçlarını her zaman kolayca ulaşabilecekleri yerde bulundurmaları önerilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder