MERHABA

Uzun zamandır bana ulaşan hastalarıma hizmet veriyor, hem kendi branşımla, hem de genel sağlıkla ilgili sorularını cevaplıyorum.


Malumunuz, internet engin bir deniz, her konuda kaynak oluşturabilecek sınırsız bir bilgi kaynağı. Ancak, ne yazık ki, yanlış kullanıma ve yönlendirmelere de çok açık. Tamamen tesadüfi olarak, benim ismim altında yazılmış, asla ilişiğim olmayan bir web sitesinde "Astımlılar ve allerjisi olanlar, yazın egzersiz yapmasın" açıklaması ile karşılaşınca, kimseyi yanlış yönlendirmemek adına hastalarıma kendi blogumdan seslenmeye karar verdim.


Sağlıklı olup da sağlığını korumaya devam etmek isteyen bireylere ise, bundan böyle buradan sesleneceğim, elimden geldiğince güncel bilgilerimi paylaşacak ve soruları yanıtlayacağım.


Sevgi ve sağlıkla...


Sayfalar

30 Ağustos 2010 Pazartesi

ASTIM VE ALLERJİ KONUSUNDA YANLIŞ BİLİNENLER


  •  “Astım, bulaşıcı bir hastalıktır”
   Astım, genetik faktörlerin altta yattığı, çevresel faktörlerle tetiklenebilen bir hastalıktır.
Bir enfeksiyon hastalığı olmadığından bir kişiden diğerine bulaşması söz konusu değildir.


  •  “Astım tedavisinde kullanılan spreyler alışkanlık/bağımlılık yapar, ciğerleri kurutur; bir kez başlarsam bir daha hiç bırakamam”
   Sprey ya da kuru toz şeklinde ilaçların uygulanması, bağımlılık yapması söz konusu değildir. Bu konudaki yaygın inanışının tam tersine, tüm ilaç uygulama şekilleri arasında en zararsızıdır denebilir. Ağızdan (tablet ya da kapsül) ve enjeksiyon şeklinde (damardan ya da kas içine) ilaç uygulandığında, verilen doz kana karışır, tüm vücuda yayılır. Oysa sprey/kuru toz uygulayıcıları kullanıldığında, sistemik uygulamaya göre çok daha küçük miktarda ilaç (mikrogram düzeyinde) verilmektedir. Bunun sebebi; ilacın hedef bölgeye vücutta dolaşmadan, doğrudan ulaşmasıdır. Bu yolla ilaç verilmesinin bağımlılık yapması söz konusu değildir.

   Astım tedavisinde kullanılan ilaçların akciğerleri “kurutması” mümkün değildir. Uzun araştırmalar sonucu geliştirilmiş olan bu ilaçları hekiminiz, her ilacı olduğu gibi, olası yarar ve zararını göz önünde bulundurarak reçetelemektedir.


  •  “Kortizon, çok zararlıdır, ne olursa olsun kullanılmamasını gerektirecek pek çok yan etkisi bulunmaktadır”
   Zararsız olduğunu düşündüğümüz vitaminleri ve tamamen bitkisel ilaçları da kapsayacak şekilde her ilacın yan etkisi olabilir. Buna kortizon da dahildir. Önemli olan, ilacın beklenen yararının potansiyel zararından büyük olmasıdır. Başka bir deyişle; eğer o ilacı kullanmamak hastaya daha çok zarar verecekse, hasta ilacı kullanmalıdır.

   Astımlı hastalara kortizon ancak ağır durumlarda (kriz ya da alevlenme gibi) ağızdan ya da enjeksiyon yoluyla verilir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi kana hemen hiç karışmayan sprey şeklindeki kortizonun neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Kimi hastalarda sprey şeklindeki kortizon kullanımına bağlı ses kısıklığı ya da kuru öksürük gibi şikayetler çok basit bir önlemle, yani spreyi kullandıktan sonra ağzın çalkalanmasıyla önlenebilir.


  • “Astımın asıl tedavisi allerji aşılarıdır”

   Allerji aşıları, ancak belli bir yaş grubundaki ve az sayıda allerjene karşı allerjisi olan hastalarda uygulanır. Bu kararı ancak bir allerji uzmanı vermelidir. Ne yazık ki, günümüzde pek çok astım hastası, aşıyı astımlarını ortadan kaldıracak bir kurtarıcı olarak görmektedir. Aşı sadece belli bir allerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırabilir. Oysa her astım allerjik olmadığı gibi; allerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olamaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı tedavi edilmelidir. Çünkü aslında geri dönüşlü belirtileri olan astım hastalığı uygun şekilde tedavi edilmediğinde akciğerlerde kalıcı hasar bırakabilmektedir.



  •  “Kendimi iyi hissediyorum, şikayetlerim düzeldi, öyleyse ilaçlarımı bırakabilirim”
   Şikayetler düzelse de, ilaçları azaltma ya da bırakma kararını hasta asla kendi kendine vermemelidir. Astım her ne kadar geri dönüşlü belirtilerle seyretse de, eksik tedavi bronşlardaki daralmanın kalıcı hale gelmesine neden olabilir. Bu konuda doktora güvenilmeli ve ilaçların ne kadar süre ile kullanılması kararı uzmanlara bırakılmalıdır.


  • “Astımlı hastalar spor yapmamalıdır”
   Doğru tedavi edilen ve iyi takip edilen astım, kişinin hayatını etkilemez. Astımlı hasta, doktorunun önerisi doğrultusunda spor yapabilir. Yalnızca, bazı hastalarda spor öncesi nefes açıcı ilaç kullanımı gerekli olabilir. Bunun yanında, spordan ziyade, örneğin çok tozlu bir spor salonu ya da aşırı su buharı ile dolu kapalı bir havuzun hastanın şikayetlerini başlatabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.


  •  “Etrafımdaki al erjenlerin hangisinden korunayım ki? Kaçınmaktansa bırakayım, vücudum allerjenlere alışsın”
   Ne yazık ki, “çivi çiviyi söker” yaklaşımı al erji için geçerli değildir. Yani, herhangi bir allerjene daha çok maruz kalmak, o allerjene “alışmayı” sağlamaz. Tam tersine, solunum yoluyla alınan allerjenlere (örneğin polenler, ev tozu akarları, küf mantarları, kedi-köpek tüyleri gibi) ne kadar çok maruz kalınırsa, geçen zaman içinde allerjik yakınmalar daha da şiddetlenecektir. Bu nedenle, allerjenlerden mümkün olduğunca kaçınmak uygun olacaktır.


  • “Hamilelikte astım ilaçları bebeğe zararlıdır”

   Astımlı hastaların yaklaşık üçte birinde gebelik sırasında astım belirtileri hafifler, üçte birinde değişmez, üçte birinde ise kötüleşir. Daha önce de belirtildiği gibi, sprey şeklindeki ilaçların neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Bu nedenle gebelikte doktor önerisi doğrultusunda güvenle kullanılabilirler. Bebeğe asıl zarar verecek olan hekimin kontrolü altında verilecek olan ilaçlar değil, annenin astıma bağlı tedavi edilmemiş sorunlarıdır. Bu nedenle, astımlı hastaların gebelik boyunca hekim kontrolünde olmaları gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder